Haberin orjinalini
http://onedio.com/haber/musluman-oldugumu-abd-de-soyleyemem-644401
Nobel Ödülü sahibi Prof. Aziz Sancar, Sabah gazetesine konuştu: "Terör nedeniyle dünyadaki tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması kabul edilemez. Ne yazık ki, ABD ’de bu düşünce taban buldu. Birçok yerde Müslüman olduğumu dile getiremem."
33 yıldır ABD 'de
yaşıyan Prof. Aziz Sancar her fırsatta ülkesine duyduğu sevginin altını
çiziyor: "Milliyetçilik moda değil ama ben milliyetçiyim. Bugüne kadar
benim ismim, kimya alanındaki ders kitaplarında vardı, kimyacılar
tanırdı. Ama ne Türkiye'de ne de dünyada kimse beni tanırdı. Şimdi bir
Türk ödül aldı diye Hindistan 'dan, İngiltere 'ye kadar herkes tanıyor. Tüm bunlardan memleketim adıma gurur duyuyorum."
"Osmanlı torunu olmaktan gurur duyuyorum."
Nobel ödülünü aldığınızda ne hissettiniz?
Ödülü
alırken memleketim adına gurur duydum. Milliyetçilik moda değil ama ben
milliyetçiyim. Bugüne kadar benim ismim, kimya alanındaki ders
kitaplarında vardı, kimyacılar tanırdı. Ama ne Türkiye'de ne de dünyada
kimse beni bilirdi. Bundan memleketim adıma gurur duyuyorum. Siz yeni
nesil eleştiriyorsunuz, Cumhuriyet'i takdir etmiyorsunuz. Cumhuriyet
mucizedir. Cumhuriyet Türkiye'nin her yerine okullar açtı. Ondan ziyade
bize özgüven verdi. Benim idealist öğretmenlerim bizi öyle eğittiler ki
benim Amerikalılardan daha iyi bir eğitimim ve daha çok özgüvenim vardı.
Nobel ödülü alırken Osmanlı tuğrası desenli kravatınız dikkat çekti? Özel bir mesajı var mıydı?
Evet,
Osmanlı torunu olmaktan da gurur duyuyorum. Kravatımda Osmanlı tuğrası,
ceketimde her zaman Türk bayrağı rozeti vardır. Her zaman söylerim.
Bizim burada Anadolu'da bin yıllık tarihimiz var. Selçuklu, Osmanlı,
Türkiye Cumhuriyeti ortak medeniyetin sahibidir. ABD 'ye gittiğimde kimse Atatürk'ü, Türkiye'yi bilmiyordu. Biliyorsunuz eşim Gwen Amerikalı . Bunları öğrenince haksızlığı gördü. Şimdi o benden daha çok Türk milliyetçisi.
"Bu ilk safha. Gelecekte mutlaka bir tedavi olacaktır."
Çalışmalarınız DNA onarımı dolayısıyla kanser tedavisinde umut olarak görülüyor? Sizce kanser bir gün önlenebilecek mi?
Ödülü
almama neden olan araştırma DNA onarımıyla ilgili. İnsanlar bana
"Kanseri ne zaman tedavi edeceksin?" diye soruyor, onlara "Sigara
içmezseniz, buna gerek kalmaz." diye cevap veriyorum. DNA tahribinden
kaynaklı kanserler var onları önlemek için yeni yöntemler
geliştirilebilir. Bugün, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların belli
başlıları, kanser hücrelerinin DNA'sını tahrip ederek öldürüyor. Ancak
buna karşılık kanser hücresi de kendi DNA'sını onarıyor. Biz kanser
hücrelerinin DNA'yı onarmasını önlemeye çalışıyoruz. Bu ilk safha.
Gelecekte mutlaka bir tedavi olacaktır.
Sizce Türkiye Nobel alabilecek başka birileri var mı?
Bu
ödülü ilk defa ben aldım diye üzüldüm memleketim adıma. Türkiye'den
küçük ülkeler kaç nobel almışlar... Türkiye'den daha çok Nobel
çıkacağına inanıyorum. Yurtdışında genetik ve biyoloji alanında
araştırma yapan, çok iyi araştırmacılarımız var. Onların da gelecek
yıllarda Nobel ödülü almalarını bekliyorum.
Nobel'de size karşı bir haksızlık oldu mu? Üç yıl önce araştırmanızı yaptınız, ödülün geciktiğini düşünüyor musunuz?
Kimsenin
benim Nobel ödülümü önlediğini sanmıyorum. Bu alanda Nobel ödülü
verilir mi verilmez mi o bilinmiyordu. Bu alanda çalışan 100'e yakın
başka laboratuvar var, O nedenle bu bir soru işaretiydi. Ama bu alanda
Nobel ödülü verilecekse bunu üç kişinin alacağı malumdu. Dolayısıyla
ödül için üçümüz seçildik.
"Ödülümü Genelkurmay'a teslim ettim."
Neden Nobel ödülünüzü Genelkurmay Başkanlığı'na verdiniz?
Ödülümü
Genelkurmay'a vermedim, onlara teslim ettim. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma
Spor ve Gençlik Bayramı'na kadar. Ödül bu süre içerisinde Genelkurmay
Başkanlığı'nın kasasında saklanacak. Ödül, madalya ve sertifikayı
hepsini teslim ettim. Çünkü bu Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in madalyasıdır.
Yeni çalışmalarınız ne yönde? Yeni bir Nobel daha gelebilir mi?
Mayıs
ayında bir yayın yaptık. Buna göre bir insan genomunun DNA onarım
haritasını çıkarabiliyoruz. Buna dayanarak kansere karşı daha iyi tedavi
yöntemleri bulabiliriz. Şimdi, bu araştırmayı yapmalıyız ama dediğim
gibi kanserden korunmak tedaviden çok daha kolay. Bence her şeyi
oranında yemeli. Hiç bir şeyi aşırı yapmamalı. Sigara gibi içki de
zararlı. Çevre kirliliğinin de kansere neden olduğu ispatlandı. Ayrıca
aşırı kilo kanseri tetikliyor. Türkiye'de kapalı alanlarda sigara
yasağının uygulanması çok önemli. Lütfen, sigara içmeyin. Sigara en çok
size zarar veriyor!
"Müslüman bir Türk olarak rahatsızım."
ABD başta olmak üzere Batı'da Müslümanlara yönelik yaşanan İslamofobiye karşı ne hissediyorsunuz?
IŞİD başta olmak üzere kendini sözde, İslam ile özdeşleştiren bazı terör örgütleri nedeniyle dünyadaki tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması, dışlanması ya da potansiyel terörist
muamelesi görmesi kabul edilemez. Ben 1982 yılından bu yana Amerika'da
yaşayan Müslüman bir Türk olarak bu durumdan rahatsızım. Son olarak
gördünüz işte, ABD Başkan Adayı Donald Trump çıktı ve "Ülkeye
Müslümanlar alınmasın" dedi. ABD halkının yüzde 50'sinde bu düşünce
taban buldu. Bir şekilde İslamofobik, Müslüman karşıtı düşünceler destek
bulabiliyor hâlâ. Bu son derece tehlikeli bir durum.
Bir Müslüman olarak ayrımcılığa uğradığınızı hissetiniz mi?
Ben
şahsen böyle bir ayrımcılığı yaşamadım çünkü benim yaşadığım bölge
farklı kültürlere olan saygısı ve özgürlükçü tavırlarıyla tanınıyor. Ben
bir Müslüman olmaktan gurur duyuyorum ancak son günlerde devam eden
tartışmalar nedeniyle bunu Amerika'nın birçok yerinde söyleyemem dedim.
Umuyorum ki aldığım Nobel ödülü, farklı kültürlerin, farklı dil ve dindeki insanların birbirini anlamasını yardımcı olur.
"Türkiye'nin havasını, suyunu ama en çok insanını özlerim."
Memleketin en çok neyini özlediniz?
Türkiyenin suyunu, havasını, en çok insanını özlerim. Biz özel insanlarız. Samimiyiz. Bu özlenmez mi? Ankara simitini çok severim. İzmir
incirine bayılırım. Mardin yemekleri burnumda tüter. Zaman zaman başka
vesilelerle yeriz. Kısaca İnsan vatanının herşeyini özlüyor...
Türkiye'ye dönmeyi, çalışmalarınızı buradan yürütmeyi düşünüyor musunuz?
Hayır...
Şimdilik Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyorum. Yaşım çok geç. 69 yaşındayım.
Şimdi Türkiye'ye gel, yeni laboratuvar kur, yeni bir ekip kur en az 10
yıl alacak bir süre. O zaman ben 80 yaşıma gelirim. Bu 10 yıllık süreyi
orada devam eden çalışmaları sonlandırarak değerlendirmeliyim. Ben
laboratuvarımda hep Türk öğrencilerle çalıştım. Türk öğrencileri
desteklemeye devam edeceğim. O şekilde Türkiye'ye olan borcumu
ödeyeceğim.
Safure CANTÜRK / Sabah
Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.